ASO Başkanı: Sanayide Teknoloji ve İnovasyona Önem Vermeliyiz
5 mins read

ASO Başkanı: Sanayide Teknoloji ve İnovasyona Önem Vermeliyiz

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, sanayide teknoloji düzeyini ve verimliliği artırmanın önem taşıdığını belirterek, “Bunu sağlamak için ekonomik faaliyette teknoloji kullanımına, AR-GE ile inovasyona önem vermemiz, yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor.” dedi.

ASO’nun kasım ayı olağan meclis toplantısı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

Ardıç, burada yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmesi hedefinde lokomotifin üretim ve ihracat olduğunu, son aylarda en büyük ihracat pazarlarında devam eden durgunluğun ise dış satımdaki artış potansiyelini sınırlandırdığını söyledi.

Eylülde dış ticarette cari fazla verildiğini anımsatan Ardıç, “Dış açıkların gerilemesi arzu ettiğimiz olumlu bir gelişme fakat bu verilerde sanayi üretimindeki durgunluğun payını göz önüne almak gerekiyor.” diye konuştu.

“Hedefimiz uluslararası düzeyde teknoloji üretmek”

Ardıç, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payının yılın 9 ayında ortalama yüzde 3,6, eylülde yüzde 4,1 olduğuna dikkati çekti.

Yüksek teknolojili ürünlerde ihracatın yarısından fazlasını savunma ve havacılık sanayisinin oluşturduğuna işaret eden Ardıç, şu değerlendirmede bulundu:

“Son yıllarda savunma ve havacılık sektöründe yaptığımız atılım hepimizin göğsünü kabartıyor. Sanayide teknoloji düzeyini ve verimliliği artırmaya ihtiyacımız var. Bunu sağlamak için ekonomik faaliyette teknoloji kullanımına, AR-GE ile inovasyona önem vermemiz, yeşil ve dijital dönüşümü gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bunların yanında markalaşmayla ilgili çalışmalarımızı yoğunlaştırmamız büyük önem taşıyor.”

Ardıç, son yıllarda Ankara’daki üretimin katma değerinin diğer bölgelerden daha hızlı yükseldiğini ve yüksek teknolojili imalatta başkentin büyük bir potansiyel taşıdığını anlattı.

“Asıl arzumuz ise uluslararası düzeyde teknoloji ve yenilikleri üretecek noktaya ulaşmak.” diyen Ardıç, dünya ihracatındaki paylarını hedefledikleri seviyelere çıkarmak için bu sıçramayı yapmaları gerektiğini dile getirdi.

“AB Emisyon Ticaret Sistemi ile uyumlu bir sistem gerek”

Ardıç, yeşil dönüşümün enerji geçişi ayağında çok başarılı bir grafik sergilediklerini belirterek, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminde pek çok gelişen ekonomiye göre iyi bir konumda bulunduğunu ifade etti.

“Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması”nı Türkiye için bir işaret fişeği olarak gördüklerini vurgulayan Ardıç, Türkiye’nin de karbon düzenlemelerine sahip olması gerektiğini bildirdi.

Ardıç, Avrupa Birliği’nin Emisyon Ticaret Sistemi ile uyumlu bir sistemin hayata geçirilmesini beklediklerini dile getirerek, “Hükümetimizde bu konuda çok güçlü bir irade bulunuyor. Devletimizin ve iş dünyasının katılımcı, güçlü bir işbirliğiyle bu sürecin üstesinden geleceğimize inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

“Üniversite mezunları ile firmaların ihtiyaçları örtüşmüyor”

Sanayide “işçisizlik” ve iş gücü piyasalarında “mesleksizlik” probleminin, iş gücü ve eğitim politikalarıyla acilen ele alınması gerektiğine dikkati çeken Ardıç, sadece Türkiye’de değil birçok ülkede önemli sorunlardan birinin, iş gücü piyasasındaki “beceri uyuşmazlığı” olduğunu anlattı.

Ardıç, işverenlerin talep ettiği becerilerle iş gücü arz eden kişilerin sahip olduğu becerilerin eşleşmediğine işaret ederek, bu durumun üretim ve yatırım faaliyetleri için büyük bir engel teşkil ettiğini söyledi.

İstikrarlı bir büyüme trendine girmek ve işsizliği kalıcı olarak düşürebilmek için bu durumun ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan Ardıç, “Gözlemlerimize ve tecrübelerimize göre, ülkemizde beceri uyuşmazlığı sorunu, üniversite mezunu gençlerimizin becerileri ile firmaların ihtiyaçlarının örtüşmemesinden kaynaklanıyor. Özellikle orta düzeyde beceri gerektiren iş gücünde önemli bir açık var.” diye konuştu.

Ardıç, Türkiye’de mesleki eğitim sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, eğitim-öğretim programlarında, çıraklık veya staj gibi iş yerinde çalışma deneyimi de içeren bir müfredat sağladığında, beceri talebi ve arzı arasındaki dengesizliklerin giderileceği kanaatinde olduğunu sözlerine ekledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir